Yeni Adresimiz Kendimceyemek.com

Merhabalar..

Uzun süredir kendimceyemek.blogspot.com adresinden yazılarımı paylaştığım bloguma artık www.kendimceyemek.com adresinden devam edeceğim.

Yeni adresimizi Sık Kullanılanlara eklemeyi unutmayınız.

Ayrıca altta ki Google+ sayfamızı da beğenerek tariflerimi ve yazılarımı Google+ üzerinden de takip edebilirsiniz.


17 Haziran 2012 Pazar

Tahinli Dondurma

Hayırlı pazarlar hepinize.Sıcaklar yandım anam dedirten cinsten.Böyle havalarda bizim ilk aklımıza gelen her zaman dondurma oluyor.Tefal sağolsun,aileye yeni bir üye daha eklemiş,Tefal Dondurmacım. Bundan sonra eğer isterseniz,evinizde kendi yaptığınız dondurmalar ile midenizi ve gözünüzü şenlendirebilir,hayal gücünüzle sınırlı,sayısız dondurmalar yapabilirsiniz.
Ben de bir FikriMühim  olarak FikriMühim'in davetlisiydim,Tefal Dondurmacım'ın tanıtımına.Yeni çıkan mutfak ürünleri ile tanışmayı çok seviyorum.Çünkü mutfağı seviyorum ve orada işimi kolaylaştıracak her ürün benim için çok değerli.
Sayısız dondurma çeşidi tattım o gün.Hepsi birbirinden güzeldi.Ama sanırım en çok sevdiğim,tahinli dondurma oldu.Çok lezzetliydi.
Dondurma yapmanın en büyük püf noktası,içinde kristalleşme olmadan kıvam aldırmaktır..Tefal dondurmacım da size bu kolaylığı sunarak,yaptığınız karışımı soğuttuğunuz haznesinde,sizin yerinize,karıştırıp dondurmanızın daha homojen bir yapıda olmasını sağlıyor.MSA 'nın şeflerinden,Taha Dinç,bize dondurma yapmanın en önemli noktasının,kabarması ve içine hava girmiş yani çokça karıştırılmış olması gerektiğini söyledi
Kendim yiyip de ev halkına tattırmamak olmazdı.Geldim yaptım tattırdım sıra sizde,buyrun tarife;
Malzemeler
  • 550 lt süt
  • 6 adet yumurta sarısı
  • 3 kahve fincanı şeker
  • 240 gr krema
  • 3 yemek kaşığı tahin
  • 100 gr tahin helvası
Yapılışı
  1. Krema ve sütü bir çırpma teli ile karıştırarak kaynatın.
  2. Beyazlarından ayırdığınız yumurta sarılarını,şeker ile birlikte beyazlaşıp kabarana kadar mikserle karıştırın.
  3. Bu karışımın içine bir ip inceliğinde,kaynattığınız kremalı sütü akıtırken,diğer elinizle de,çırpma teli ile sürekli karıştırın.Daha sonra bu karışımı tencere ile kısık ateşe koyun ve sürekli karıştırarak,muhallebi kıvamına gelmeden ocaktan alın.
  4. İçine 3 yemek kaşığı tahini ilave edip,iyice karıştırın ve oda sıcaklığında soğumaya bırakın.
  5. Bu karışımınız soğuduğunda,eğer Tefal Dondurmacım varsa,mümkünse bir gün önceden buzlukta bekletip,soğuttuğunuz haznesine makinayı çalıştırdıktan sonra yavaşça koyup,kıvam alana kadar bırakın o karıştırsın,bu arada karıştırma işlemi devam ederken ufaladığınız tahin helvanızı da ilave edin,eğer Tefal Dondurmacım yoksa karışımı metal bir kaba alıp buzluğa kaldırın ve iyice kıvam alıp donana kadar arada sürekli karıştırın.
Afiyet olsun.Güzel bir hafta olmasını dilerim.......

12 Haziran 2012 Salı

Mozaik Pasta

 Selamlar herkese,
Yaz geldi sanırım.Klimalar açıldı.Hayatta beni en korkutan şeylerden biri de klima olmakla beraber,onsuz bir yaz düşünmek bile insanı terletiyor.Yaz mı iyi,kış mı hala karar verebilmiş değilim.Yazın özgürlüğünü,uzun günlerini,akşam balkon keyfini,çocukların stressiz oluşunu;kışın soğuktan sıcak eve girmeyi,ocakta kaynayan çorba kokusunu,içimi ısıtan çayı,polar sabahlığımı giymeyi,evin sıcak huzurunu seviyorum.
Efendim biz tatlı seven bir aileyiz.Tatlı sözkonusu oldu mu,en asık suratlar güler,en iştahsızın iştahı açılır.Bu aralar bir parça ara vermekle beraber,yine de başımızın tacıdır tatlılar.Bazıları mozaik pastayı tatlıdan saymaz ama yapımının basitliğinin yanında,hafifliği,yanına konulan bir top dondurma ile damaklarda bıraktığı tat
tartışılmaz.
                 
Malzemeler
  • 100 gr tereyağ ya da margarin
  • 400 gr petibör büsküvi
  • 4 tepeleme yemek kaşığı kakao
  • 1,5 çay bardağı (ince belli bardak kullandım )şeker
  • 1,5 çay bardağı süt (isteğe göre artırılabilir)
  • 200 gr krema
  • 200 gr çikolata
  • 1 tatlı kaşığı tereyağ
Yapılışı
  1. Önce margarini bir kap içinde yakmadan,kızdırmadan sadece eritin.Yağı soğumaya bırakın.
  2. Derin bir kap içinde çok küçük olmayacak şekilde büsküvilerinizi kırın
  3. Kakaoyu,şekeri,eriyen yağınızı büsküvilerin üzerine ilave edin.Sütü de ekleyerek karıştırın.
  4. Altına yağlı kağıt serilmiş kelepçeli kalıbınıza bu karışımı içinde boşluk kalmayacak şekilde yerleştirin.Buzdolabında bir süre soğuyup sertleşmesini bekleyin.
  5. Sertleşip,kıvamını bulan tatlınızı kalıptan çıkarın.
  6. Bir tatlı kaşığı tereyağ ile hafifçe ısıttığınız kremanızın içine çikolatanızı ilave edip karıştırarak eritin.
  7. Tatlınızın üzerine ve kenarlarına yaptığınız ganajı bir spatula aracılığı ile sürüp,soğuması için tekrar buzdolabına kaldırın.
  8. Üzerini isterseniz toz fıstıkla,isterseniz fındık ya da ceviz kırığı ile süsleyip servis edin.
Afiyet olsun........

8 Haziran 2012 Cuma

Mantar Sote

Merhaba blog dünyası,merhaba güzel insanlar.
Güzel ve keyifli bir cuma akşamından,güzel bir tarif.Cuma akşamı,haftasonunun kapısı olması dolayısıyla,güzel bir akşam.Herkesin rahatlayıp şöyle hafiften,şımarma hakkını kullandığı bir gün.Ayrıca bugün karne günüydü ve bebem şükürler olsun,lise hayatını başarı ile tamamlayıp en son karnesini başarılı bir şekilde aldı.
Ona bu başarısından dolayı mantar sote yaptım diyeceğim yalan olacak.Çünü o mantarı sadece pizzada yemeyi seviyor.Bu mantar sote,günlerdir benim rüyalarımı süslüyordu.En sonunda bu akşam mutlu sonla noktalandı.
Aslına bakarsanız,mantarın bizim mutfağımıza ilk girişi,bebenin dünyaya geliyorum müjdesi ile olmuştu ama buna rağmen bu güzel nimeti oğluma çok da sevdiremedim.
Ama şükürler olsun ki babangam ve Ankaralım da,benim gibi seviyor bu güzelliği.
Bugün akşam eve gelir gelmez daldım mutfağa,çıkardım malzemelerimi,zevkle yaptım, afiyetle yedik.Buyrun o zaman
Malzemeler
  • 400 gr kültür mantarı
  • 2 adet irice kuru soğan
  • 3 diş sarımsak
  • 5-6 adet sivri biber (acı tercih sebebi)
  • 1 ya da 2 adet kapya biber
  • 100 gr tereyağ
  • tuz,karabiber
Yapılışı
Önce mantarlarınızı iyice yıkayıp limonlu suda beklemeye alın.Bir tava içinde irice doğranmış soğan ve sarımsakları,tereyağ ile bir miktar soteleyip hafif karamelleştirin.Doğradığınız sivri biber ve kapya biberi soğanların üzerine ilave edip sotelemeye devam edin.Bu arada mantarlarınızı doğrayın ve çok az yumuşayan biberlerin üzerine ilave edin.Tuz ve karabiber ile tatlandırıp,sebzeler iyice ölmeden,ocağın altını söndürün.
Eve yayılan o tereyağ ile sebze kokusuna inanamayacaksınız.Mükemmel bir lezzet.
Afiyet olsun
 Mutlu ve keyifli hafta sonları

3 Haziran 2012 Pazar

Ne Çabuk Geçiyor Bu Zaman

Merhabalar hepinize,
Uzun bir süre olmuş post atmayalı.Aslında bugün yazmayı planladığım yazı,bu değildi ama bugün öyle bir gün ki,bunu yazmak istedim.İlerde çok sonra (öyle umuyorum) çocuklarım,hatta belki torunlarım bu yazıyı okusun istiyorum.
Ben biraz,hatta belki de çok fazla duygularıyla hareket eden biriyim.Daha önce de yazmıştım,bu çok da iyi bir şey değil belki ama,benim elimde olan bir şey de değil.
Bugün 3 Haziran bizim hikayemizin 26. resmi yılı bitti.Ee daha öncesi de var.Yaklaşık bir 32 yılı birlikte geçirmişiz.Dile kolay.Eskiden deselerdi,hadi ya derdim ama,32 yıl 32 dakika gibi geçti.Ama şunu bütün samimiyetimle söyleyebilirim ki,yaşlanan insanın sadece bedeni,ruhu ve duyguları hep genç ve taze.Bunca yılın hepsi mutlu mu geçti ,ne yalan söyliyeyim tabii ki hayır.Ama arada ki sevgi ve saygı hep vardı.Hem de yemyeşil.Biz 32 yıl önce toprağa bir tohum attık.Ona gözümüz gibi baktık.Yeşerttik,canlı tuttuk.Bunun için Allah'a hep şükrediyorum.
Çok zor zamanlarımız da oldu.Ama yaşadığımız herşeyden bir ders çıkardık,biraz daha bağlandık.
Şimdi böyle ilişkiler pek yok belki.Genelde hepsi menfaate dayalı oluyor.Kimseyi yargılayamam,ama şunu çok iyi biliyorum ki,insanın içinde bitmeyen,eksilmeyen ve doyulmayan tek duygu sevgi,saygı ve sadakat.
Evimizin rahatında,el birliği ile hazırladığımız güzel bir yemek ile,hazırladığımız masamızda,voltranı oluşturduk yine.Bu duygunun karşılığı yok.
Allahtan dileğim sağlıkla,babangam ile 100 yılı daha birlikte yaşamak.
Bizimkisi hep dediğim gibi,bir aşk hikayesi,siyah beyaz film gibi biraz.
Nice yıllara,iyi insan Allah seni başımızdan eksik etmesin.....
Mutluluk ve huzurla kalın...........

22 Mayıs 2012 Salı

Beşiktaş'ı Keşfetmek

 İyi akşamlar,sizi bu yazımla, Beşiktaş'ta biraz gezdirmek istiyorum.Gerçi bilen biliyordur ama,ben bu güzel,küçük Beşiktaş turunun,sitemde yer almasını istiyorum.Arzu ederseniz buyrun Beşiktaş turuna.
 Neden bilmiyorum ama,Beşiktaş ile aramda bir göbek bağı var.Hani İstanbul'da doğmuş olsam,acaba annem göbeğimi Beşiktaş'a mı gömmüş diyeceğim ama,o da değil.Hani eskiler,bebeğin göbeği düştüğünde,belli amaçlar için,belli yerlere gömerler ya.Kimi cami avlusuna,kimi üniversite bahçesine.Ama İstanbul'da doğmadığım için bu mümkün değil.Ama nedendir bilinmez,lise sonrası hayatım Beşiktaş'a bağlandı.Üniversite,şimdi çalıştığım şirket,hatta üniversite öncesi üniversite hazırlık kursu,hepsi bu ilçenin sınırları içindeydi.
 Beşiktaş'ı severmiyim?Evet çarşısını severim.Esnafı,sıcak ve samimidir.Çarşısı çok hareketli ve çok çeşitlidir.Neye ihtiyacınız varsa,hepsini bir arada bulabilirsiniz.Giysi mağazaları,aktarı,balıkçısı,restaurantları,parfümericisi,çaycısı,tokacısı derken,bir girdinizmi,uzun saatler çıkamazsınız.En azından bana öyle oluyor.Bir dükkandan diğerine,sonra bir diğerine derken zaman akar gider.
Öğlen arası indiğimde,hızlandırılmış bir turla o havayı solumak iyi gelir.Çünkü o çarşının tam ortasında durduğunuzda,yanınızdan geçip giden insanlar,bağıran balıkçılar,yemek yeme telaşında olan insanlar,alışveriş torbalarıyla dolaşanlarla tam da hayatın içinde,tam ortasında hissedersiniz kendinizi. 
 Çarşıya girilen,sokakta ilerlerken sağ taraftan mı,sol taraftan mı yürüyeyim karar veremem.Önce bir,sağ tarafta ki Nezih Kitapevine girerim.Şöyle bir kitaplara göz atarım.O kırtasiye kokusunu çok severim.Sonra ilerler yine sağ tarafta ki Ziraat Bankası'nın karşısında ki tokacıdan mutlaka bir iki toka alırım.Çok çeşidi vardır,bazen hepsini almak isterim.Tam ortada ki kartal heykelinin yanına geldiğiniz de,lezzet noktalarına çok yaklaşmış olursunuz.Hemen solda,yılllar yıllar önceden süregelen,hemen herkesin bildiği,Kaymakçı Pando'nun mekanı vardır.
Eski,köhne,yıpranmış,bilmeyenin yüzüne bile bakmadan geçeceği bir dükkan olmasına rağmen,bilenlerin özellikle geldiği,hem azar işitip hem de lezzetli bir bal kaymak yeme keyfini yaşadığı bir mekandır,Pando Amca'nın mekanı.Allah uzun ömür versin huysuz ama tatlı bir ihtiyardır.Hani şu eski Türk filmlerinde ki kalbi yumuşacık ama huysuz ihtiyar tiplemeleri gibi.
O ne kadar kızgın ve sert görünürse,eşi de bir o kadar güler yüzlü ve tatlı bir hanımdır.İçerde küçücük eski duvarlarda,kendilerine dair gazetelerde çıkan yazılar,resimler zamana meydan okurcasına durur.Zaten içerde iki tane küçücük masa dışında bir şey de yoktur.
Mavi boyalı,cam tezgahının arkasında sürekli kaynayan bir süt kazanı vardır.Unuttuğunuz süt kokusu,hemen beyninizde lezzet noktalarını uyarır.Gelenler,taze ekmek,metal tabaklarda servis edilen,üzerine bal dökülmüş kaymak,yumurta ile o lüks mekanlara inat,küçük paralarla,damağını bayram ettirerek ayrılır oradan.Tabii tercih sizin. 
Tam Pando Amca'nın karşısında başka bir lezzet durağı vardır.Önünde öğlen saatinde uzun uzun kuyruklar oluşan,yine salaş ama bir o kadar lezzetli bir dönerci.Üst kata çıkmayı başarabilirseniz ki bu o kadar kolay bir iş değildir,çünkü önce,onca kalabalık içinden siparişinizi vermeyi başarmanız gerekir ki,bu aşamayı başarıyla geçtikten sonra o küçücük dükkanın,daracık merdivenlerinden,çıkmayı da becerebildiyseniz üst katta hiç tanımadığınız insanlarla gayet de samimi küçücük masalarda siparişinizi bekleme kısmına gelmiş olursunuz.
 Ya da,dükkanın önünde ki,iki küçük masadan,gözünüze kestirdiğiniz birinin başında bekler,o kalkar kalkmaz onun yerine oturursunuz.Ama değer mi,kesinlikle değer.Hatta siz siz olun pide arasına duble döner söyleyin.
Bu da ayrı bir lezzet,yine yılların fırını.Emin olun aldığınız her ürün son derece taze ve lezzetlidir.Hele bir portakallı kurabiyesi vardır.Anlatmak olmaz yemek lazım.Haa görüntü arıyorsanız,bu mekan da,size göre değil bunu baştan bilin.Çünkü burası da eski ve salaş bir fırındır.
Yıllardır değişmeyen ve sanırım değişmemesi gereken,bir görüntüsü vardır.Eve götürmek için aldığım,çoğu şeyi eve getirmek kısmet olmamıştır çoğu zaman.Ekmeği,paskalyası,kuru pastaları,simitleri tazeciktir.

Benden size tavsiye,vaktiniz uygun olduğu bir gün,üzerinize rahat giysiler,ayağınıza rahat ayakkabılar giyin,gelin Beşiktaş'a.Şöyle sabahtan,önce Pando Amca'nın mekanında,güzel bir kahvaltı edin sabah serinliğinde.Balın kaymağın tadına varın,çayınızı ya da sütünüzü yudumlarken,Sonra şöyle bir gezin tozun,Beşiktaş çarşısını ,alışverişinizi yapın.Balıkçılar çarşısından,balık alın,yeşillik alın.Yoruldunuz ve acıktınız mı?Doğru Karadeniz Dönercisine.Pide arası duble döner yanına bir ayran.Karnım doydu çok şükür dediğiniz anda,dönerciyi solunuza alın,sağdaki sokağın içine girin az ilerde solda ki Yedi-Sekiz Hasanpaşa Fırını'ndan canınızın çektiği,gözünüzün gördüğünü,paket yaptırın.Hala bir şey yemek için midenizde yer varsa,Beşiktaş Postanesinin olduğu pasajın girişinde ki,çay ocağında söyleyin bir çay,hem yorgunluk atın,hem kurabiyelerinizin tadını çıkarın.
Unutmayın gerçek lezzet ustalarının geçmişi,çokkk gerilere dayanıyor.Dükkanlar öyle lüks değil ama bizim aradığımız dekor değil,lezzet zaten.
Ağzınız tatlı,güzel anılarınız çok olsun.Sevgiyle kalın.....................
Blog Widget by LinkWithin